
GENÇLERİN GÜNDEMİ: 100. YILINDA ÇANAKKALE ZAFERİ
DOĞRU BİLİNEN TARİHİ YANLIŞLAR
Bazı tarihi olaylar vardır ki, zaman onları unutulmaz kılar. Bazı zaferler vardır, milletlerin kaderinde dönüm noktası olmuşlardır. Çanakkale Zaferi de bu tarihi olaylardan bir tanesidir. Unutulmamıştır, unutulmamalıdır. Bir millet, zaferini sonraki kuşaklara aktarabildiği ölçüde muzafferdir. Yoksa tarih unutulup gitmiş zaferlerle doludur.
17. yüzyıldan bu yana gerilemekte olan Osmanlı Devleti, 20. Yüzyılın başında yok olmanın eşiğine gelmişti. 93 harbi, Trablusgarp, Balkan Savaşları derken ülke iyice küçülmüş, halk savaşlardan ve fakirlikten yılmıştı. Çanakkale bu geri çekilişin son bulması gereken yerdi. Aksi halde elimizde kalan son toprak olan Anadolu’yu da kaybedecektik.
Çanakkale Zaferi’nin önemi ve büyüklüğü aynı zamanda onun istismar edilmesine veya yanlış değerlendirilmesine yol açıyor. Kimi zaman gerçekler göz ardı ediliyor, kimi zaman ise olaylar bire bin katılarak anlatılıyor. Adına fakirlik edebiyatı da denen, ezilenin tarafında gibi görünerek toplumun sempatisini kazanma oyunu ülkemizde en sık başvurulan sömürü yöntemi haline geliyor.
Bu fotoğrafı hepimiz bir yerlerde görmüşüzdür. İki pejmürde işçinin bir uçağın önünde verdiği bu poz, günümüzde Çanakkale Savaşlarının sembolü haline gelmiştir. Ancak daha sonra anlaşılacağı üzere bu resim 1930’da Çiğli hava alanında Amerikalı bir subay tarafından çekilmiştir. Resimdekiler asker değil hava alanında çalışan işçilerdir.
Bir başka örnek: İnsanımızda Çanakkale bilinci oluşturabilmek için yapılan büyük yanlışlardan biri de gençlere ve çocuklara “Çanakkale’de atalarımız aç biilaç savaştı.” safsatasını anlatmaktır. Bu resimlerde bir okulda, ana sınıfı öğrencilerine Çanakkale’de asker öğünü diye kuru ekmek ve hoşaf dağıtıldığını görüyoruz. Ama gerçekte durum böyle değildir. Balkan Savaşlarından ağır bir yenilgi ile çıkan Osmanlı buradan gerekli dersleri çıkarmış ve askerin yemek ihtiyacına önem vermiştir.
Çanakkale Cephesi’nde 4. Tümen Kumandanı olanYarbay Cemil Conk, anılarında askerlerin beslenme düzeni ile ilgili olarak şunları yazmaktadır: “Her nefere, günde 900 gram ekmek verilirdi. Sıcak yemeklere gelince: pirinç çorbası, etli fasulye, etli nohut, bulgur pilavı, kuru bakla ve hoşaf. Çerez olarak da kuru üzüm ve kuru fındık verilirdi. Aynı zamanda vakit vakit tütün dağıtılırdı.” İşte tarihi hakikat budur.
Değerli öğretmenlerim, saygıdeğer misafirler, ve sevgili arkadaşlar;
Bu sene kabul edilen Avrupa Birliği projemizin ana konusu olan 1. Dünya Savaşı’nın en önemli cephelerinden biri elbette Çanakkale’dir. Bu konu ile ilgili geçtiğimiz Ocak ayı içerisinde bir panel düzenledik ve bu panelle ilgili olumlu tepkiler aldık. Buradan aldığımız cesaretle, konuyu daha derinlemesine ele almak, doğru bilinen yanlışları bir nebze olsun düzeltebilmek adına ikinci bir panel düzenlemeye karar verdik. Ancak bu panelimiz ilkinden biraz farklı olacak.
SUNULAR(Prezi)
Ceren YILMAZ
Kardelen Asu ÖZ
Osman KOCABIYIK
Muhammet ANDAÇ









