top of page

Seferberlik Türküleri - Turkish War Songs

TÜRK MÜZİĞİ 
Türk müziği, Türklerin Orta Asya'dan beri geliştirdikleri, bugünkü özellikleri Anadolu Selçukluları ve Osmanlılar döneminde belirginleşen müzik tarzı. Musiki, Osmanlı döneminde halk ve üst kültür çevrelerinde birbiriyle ilişkili, fakat karakterleri farklı iki ana dal olarak gelişmiştir. Osmanlı'nın son dönemindeki modernleşme hareketleriyle Batı etkisi görülmeye başlanmış, bu etki Cumhuriyet döneminde daha da artmıştır.. 
Temel olarak Türk müziği Balkan, Arap, Pers ve Kafkas müziklerinin Anadolu’da Türk göçebe kültürüyle harmanlanması sonucu ortaya çıkmıştır. Anadolunun değişik yerlerinde, halk müziği arasında ciddi faklılıklar görebilirsiniz. Örneğin Karadeniz ritim kalıbıyla Ort Anadolu arasında faklılıklar vardır. Türk müziği klasik Batı müziğinden faklıdır. Bundan dolayı yabancıların Türk müziğini öğrenmesi kimi zaman zor olmaktadır. 

 

Türkü
Song kelimesinin Türkçe karşılığı şarkıdır. Türkü şarkıdan farklıdır. Bu kelime türk halk kültüründen doğmuş olan halk şarkıları için kullanılan bir terimdir. Temel olarak yazarı belli ise şarkıdır. Yazarı belli değilse türküdür. Türküler ozan veya aşık dediğimiz kişiler tarafından çalınıp söylenirler. 

 

Ozan/Aşık
Antik çağlardan bu yana Anadolu birçok ünlü ozana ev sahipliği yapmıştır. En ünlüsü Homeros tur. Bu konsept için iki kelime aşık ve ozandır. Aşık ve Ozanlar   türküleri derlerler veya yazarlar. Bağlamaları vardır. Anadolu da şarkılarını çalıp söyleyerek dolaşırlar. 

 

Bağlama
Anadolu da yaygın ve ünlü bir enstrümandır. Standard bir bağlamada 7 tel bulunur. Temel olarak iki türü vardır. Kısa ve uzun sap. Bağlama aynı zamanda balkanlar Yunanistan ve orta doğuda meşhurdur. 

SAVAŞ TÜRKÜLERİ


Edebiyat aynasına akseden konular arasında hiç şüphesiz, insanı derinden etkileyen, onun duygu, düşünce ve hayal dünyasında büyük yankılar uyandıran olaylar başta gelir. Bu bağlamda; büyük depremler, göçler, yangınlar ve savaşlar ilk sırada yer alır. Harplerin bunlar arasında ayrı bir yeri vardır. Çünkü savaşlar, edebiyatta, diğerlerine göre daha geniş ve kalıcı bir yer işgal eder.
Bütün ulusların, başlangıçtan itibaren edebî eserlerine bakıldığında yaptıkları savaşların akisleri görülebilir. Bu durum Türk edebiyatı için de geçerlidir. “Savaşlarda kahramanlık olaylarını, başarıları, toplumun ortak duygularını şiirle ifade etme geleneği eski Türk topluluklarına kadar uzanır.”

Yazılı ilk edebî metinlerimiz olan Göktürk Kitâbeleri’nden bugüne zengin Türk edebiyatı bünyesinde üç kıtada at koşturan Türk ulusunun yaptığı savaşları işleyen eserleri bulmak mümkündür. Örnek olarak; Gazavatnâmeler, Zafernâmeler, savaş destanları, asker türküleri gösterilebilir. Ağırlıklı olarak “savaşı konu edinen” bu tür eserlere “harp edebiyatı” denilmektedir. 

Türk edebiyatında “harp edebiyatı” vadisine dahil edebileceğimiz eserlerin sayısında özellikle 1860 tarihinden itibaren büyük artış olmuştur. Bunda bu tarihten sonra Osmanlı devletinde gazete ve derginin yaygınlaşmasının büyük etkisi vardır. 1860 sonrası Türk basınına bakıldığında; 1877-78 Osmanlı-Rus Harbi, 1897 Osmanlı-Yunan Harbi, 1911’de İtalya’nın Trablus’u işgali, arkasından Girit’in elden çıkması, Balkan Muharebeleri ve nihayet Birinci Dünya Harbi ile ilgili başta şiir olmak üzere değişik türlerde kaleme alınmış pek çok eser bulunabilir. Bunlara müstakil kitap halinde basılan ürünler de dahil edildiğinde sayı daha da artar.    
İsmini verdiğimiz bu savaşlar serisi içinde edebiyatımızı en çok etkileyen 1. Dünya Savaşı olmuştur. Birinci Dünya Savaşı’nın hem uzun sürmesi hem de etkisinin derin ve geniş olması bunun en önemli nedenidir. Tabiî, bu savaşta Çanakkale Cephesi’nde meydana gelen muharebelerin ayrı bir yeri ve önemi vardır.
“İstanbul’un kapısının kilidi” olarak değerlendirilen Çanakkale Boğazı’nın İngiliz ve Fransızlarca zorlanması İstanbul’da büyük bir infiale sebep olmuş; kilidi kurcalayanlara engel olma, hatta uzanan elleri kırma şuurunu uyandırmıştır. O sebeple üniversiteli hatta liseli binlerce genç, defterlerini kalemlerini sıralarının üzerinde bırakarak Çanakkale cephesine koşmuşlardır. Çanakkale savaşı Anadolu’da da büyük bir heyecan yaratmış yurdun dört bir yanından gönüllü askerler akın akın Çanakkale’ye sevkedilmiştir. 
Şehirlerde yaşayanlar Çanakkale Muharebeleri’ne ilişkin gelişmeleri basından takip ederken Anadolu köylerinde ise halk şairleri gündemi türkülerle dile getirmiştir. Gaziantep yöresinden derlenen bir türküdeki şu dörtlük, Anadolu’nun gözü ve kulağının Çanakkale’de olduğunu göstermektedir:
                                   “Kamışlı boğazından yürüdü asker
                                   Çanakkale’den de alındı haber
                                   Oynayarak yollandı yavuklu nefer
                                   Koca bir harp oluyormuş bu sene”
Çanakkale cephesinden alınan haberler başta İstanbul olmak üzere yurt çapında büyük yankı uyandırmış Türk askerinin orada verdiği eşsiz mücadeleyi dile getiren birçok şiir yazılmış ve türküler yakılmıştır. Ancak hemen belirtmek gerekir ki Çanakkale Harbi ile ilgili o yıllarda yazılan şiirler ve söylenen türküler içinde unutulmaktan kurtulanı oldukça azdır. Bunlardan biri M. Akif’in "Çanakkale Şehitlerine" adlı şiiri; diğeri ise bugün “Çanakkale Türküsü” adıyla bilinen meşhur türküdür.
Bu makalede Çanakkale Savaşı ile birlikte 1. Dünya Savaşı sırasında ya da sonrasında askerlerimiz ve geride bekleyenleri için yazılmış türküleri İngilizce’ye çevirerek sizlere sunacağız. Beğeneceğinizi umarız. 

 

Click for Songs
ÇANAKKALE İÇİNDE - A BALLAD FOR ÇANAKKALE
00:00 / 00:00
HEY ONBESLI - HEY FIFTEEN YEAR-OLD
00:00 / 00:00
ELEDIM ELEDIM - -- - AYSUN GÜLTEKİN
00:00 / 00:00
YEMEN TÜRKÜSÜ - A LAMENT FOR YEMEN
00:00 / 00:00
Click for Lyrics
MGÇ Ensemble - A Ballad for Çanakkale

© 2014-2017 Created by MGÇ Erasmus Team. 

bottom of page